Translate

1 Nisan 2015 Çarşamba

Ailemizin son açıklamasıdır.

Aşık Veysel “koyun kurt ile gezerdi fikir başka başka olmasa” demişti. Hiçbirimiz aynı durumu, aynı olayı aynı yorumlamıyoruz. Kalbimiz farklı şeyler dese bile bir şekilde bulunduğumuz taraf o duruma farklı yorum yapmamızı sağlıyor. Berkin vurulduğunda ve öldüğünde böyleydi, savcı Mehmet Kiraz ve iki genç öldürüldüğünde de böyle oldu.

Tertemiz duygularıyla ayrım gözetmeksizin insanların acılarını sahiplenenler, destek olanlar, adaletsizliğe, hukuksuzluğa tertemiz duygularıyla karşı çıkan dostlar sizlerin her zaman başımızın üstünde yeri vardır.
Bunun dışında kalanların görüşüne saygı duyamıyoruz artık. Saygı duymadıklarımız için Berkin, Ceylan, Uğur, Nihat, Burak, Yasin, Mehmet Kiraz, Bahtiyar, Şafak sadece bir sonraki ölüm olana kadar geçerli gündem ve siyaset malzemesidir. Yeni ölümler yeni gündemler...
İsimler ölüp gider. Onlar için önemli olan sadece ölenin siyasi kimliği, o yoksa etnik kimliği, o da tutmazsa mezhebi… Çocuk olduğu için, genç olduğu için, kadın-erkek olduğu için hepsinden önemlisi insan olduğu için sahip çıkmayanlar yönlendiriyorlar hayatı. Artık yeter. Biz Berkin’e yetiştiremedik gözyaşlarımızı ancak siz başkalarının gözyaşları aksın ve siyaset yapalım diye bekliyorsunuz. Mecliste olsun olmasın, sağ ya da sol görüşlü, iktidar partisinden meclis dışı muhalefetine çoğunuz aynısınız. Bu hayat çok acı, çünkü sizler günlük siyaset yapasınız, gündeminiz dolu olsun diye bizler evlatlarımızı, eşlerimizi, babalarımızı, annelerimizi toprağa veriyoruz.

Burakcan Karamanoğlu hayatını kaybettiğinde babasını aradım. Eşimden başka kimseye sormadım. Eşimle konuştuk ve evlat acısı yaşayan bir babayı aramak zorundayız, bu insanlık görevidir dedik. Alkışlayan oldu, karşı çıkıp eleştiren oldu, bundan yararlanmaya çalışanlar oldu. Alkışınız, eleştiriniz sizin olsun. Biz evladını kaybetmiş bir babayı aradık, tıpkı İbrahim Aras’ın, Nihat Kazanhan’ın ailelerini aradığımız gibi.

Ben Sami Elvan, dün yaşananları ilk olarak sosyal medyadan öğrendim ve yıkıldım. Eşim, ben, ailem yıkıldık. Nasıl olabilir böyle bir şey dedik! Daha önce defalarca, Berkin'i öldürenlerin isimleri belli olsun, yargı önüne çıkarılsınlar diye gittiğim o binada bulunmayı çok istedim. Orada olmam dün avukatların ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün talebiyle sağlandı ve adliyeye girebildim. O odada kimse zarar görmesin diye elimden geleni yapmaya çalıştım. Savcı beyin ve o gençlerin  kılına zarar gelmesin diye çok gayret ettim. Dün 1 değil 2 değil tam 3 kez daha Berkin’in acısını yaşadım o odada yaşananlarla. Ben kattan ayrılana kadar içeridekilerin sağ olarak çıkması ihtimali vardı. Ancak şu an hepsinin cenazesi var ekranlarda. Bu davanın beklediğimiz bir cezayla sonuçlanacağına zaten inanmıyorduk. Gezi davaları ortada. Öldürülen ve sakat kalan kardeşlerimizin açılmayan, sürüncemeye bırakılan davaları ortada. Dün itibarıyla bizim davamızın adil bir yargılama ile sürdürüleceğine olan inancımız iyice bitmiştir.

Bugüne kadar kimseye bir şey yapın demediğimiz gibi yapmayın da demedik. Kimsenin neyi nasıl yapacağına bırakın karar vermeyi, öneride bile bulunmadık. Biz sadece kendimizin neyi nasıl yapacağını söyledik hep, ne istediğimizi, neden istediğimizi anlattık...

Şimdi savcı Mehmet Kiraz’ın ailesine başsağlığı diliyoruz ve biliyoruz ki küfreden, hainsiniz diyen, helal olsun diyen bir dolu insan çıkacak. Umurumuzda değil ne dediğiniz. Biz Berkin’in anne ve babası olarak en içten duygularla ve tüm samimiyetimizle Savcı Mehmet Kiraz’ın acılı ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz, acılarını paylaşıyoruz, çok üzgünüz. 

Biz Berkin’in anne ve babası olarak Bahtiyar'ın ve Şafak’ın acılı ailelerine de tüm içtenliğimizle başsağlığı ve sabırlar diliyoruz, çok üzgünüz... 

Cumhurbaşkanından, sivil toplum kuruluşuna, medyasından, sokağına siyasetleriniz, politikalarınız, çıkarlarınız, hesaplarınız artık bizden uzak olsun. Çocuğumuzu bize geri getirebilen var mı? Varsa öyle birisi o çıksın ve konuşsun ne derse, ne isterse yapmaya hazırız. Yok değil mi?
Susun artık. Berkin öldü. Biz her gün yeniden yeniden öldük.

Biz yokuz artık. Eğer dava açılırsa ve yargılama yapılırsa dosyamızı aile olarak sadece kendimiz takip edeceğiz. Hiçbir avukata ve hukuki desteğe ihtiyacımız yok. Bu kişilere kurumlara bir tepki değil. Bu hukukla aramızda artık kimse olmasın diye... kimse bizim acımızı tam anlamıyor, kaldı ki nasıl anlatacaklar bunu mahkemeye... Biz bugüne kadar olduğu gibi orada olacağız ve davamızı takip edeceğiz.  Sadece daha önce evladını kaybetmiş anne, babalar, aileler bizimle birlikte katılmak isterlerse davaya onları kabul edeceğiz. Sonuçta hiçbir şey çocuğumuzu geri getirmeyecek. Tek çabamız başka çocuklar ölmesin, başka analar ağlamasın diye sürecek. Bugüne kadar yüzlerce insan Berkin için gözaltına alındı, soruşturma yaşadı, tutuklandı, okuldan ve işten atıldı, yaralandı. Yeter artık. Kimse zarar görmesin. Görüşü, inancı, konumu, kim olduğu önemli değil. İnsan olan kimse artık zarar görmesin.

Ben Gülsüm Elvan, ben Sami Elvan…

Bundan sonra da kimsenin burnu kanamasın, analar ağlamasın diye elimizden geleni yapacağız. Evladını, eşini, babasını, annesini kaybetmiş ailelerle yan yana olacağız. Kan akmasın, silahlar sussun, barış ve adalet olsun, çocuklar öldürülmesin diye hayatımızın sonuna kadar mücadele edeceğiz.

Bugüne kadar hiçbir çıkar gözetmeden bize destek olan tüm dostlarımıza teşekkür ediyoruz. Bugün Abdullah Cömert’in ailesinin yanında Balıkesir’de olamadık üzgünüz. Bugünden sonra sosyal medya hesaplarımızı kullanmayacağız. Bu açıklama son mesajımızdır.


Gülsüm Elvan – Sami Elvan

9 Mart 2015 Pazartesi

Ailemizden Halkımıza

7 Mart Cumartesi günü Berkin Elvan’ın katledilişinin 1.yılı dolayısıyla verdiğimiz yemeğe katılan tüm dostlarımıza teşekkür ederiz. Bizi yalnız bırakmayan ve yanımızda olup bizimle kol kola yürüyen Uğur Kaymaz’ın ailesine, Medeni Yıldırım’ın ailesine, Hasan Ferit Gedik’in, Ethem Sarısülük’ün, Ali İsmail Korkmaz’ın, Ahmet Atakan’ın, Mehmet Ayvalıtaş’ın, Metin Göktepe’nin, Fehmi Tosun'un, Hasan Ocak’ın ve tüm devrim ve demokrasi şehitlerinin ailelerine teşekkür ederiz. O gün yanımızda yürüyemeseler bile mesajlarıyla ve kalpleriyle bizimle olan Abdullah Cömert’in ailesine teşekkür ederiz. 

Taksim Dayanışması başta olmak üzere Gezi Şehit ve Gazileri Dayanışma Platformuna tüm organizasyon ve çabaları için teşekkür ederiz. Taksim Dayanışması’nın tüm bileşenlerine teşekkür ederiz. 

Grup Yorum’a, Halkın Hukuk Bürosu’na ve bizi yalnız bırakmayan tüm sanatçılara, gazetecilere, avukatlara, memurlara, işçilere, işsizlere, öğretmenlere, öğrencilere, gençlere, çocuklara teşekkür ederiz. 

Tüm sivil toplum kuruluşlarına, sendikalara, platform ve demokratik kitle örgütlerine teşekkür ederiz.


Cemevine gelip acımızı paylaşan siyasi partilerin değerli başkanlarına, yöneticilerine ve üyelerine, belediye başkanlarına, yürüyüş boyunca yanımızda olan değerli milletvekillerine teşekkür ederiz. 

Yemek için katkılarından dolayı Beşiktaş Belediye’sine ve temizlik hizmeti desteği veren Beşiktaş Belediyesi çalışanlarına teşekkür ederiz. Tüm destekleri için Şişli Belediyesi’ne teşekkür ederiz. Kısacası o gün gelen gelemeyen tüm dostlarımıza, halkımıza teşekkür ederiz. 

Acımızı bizimle yaşadınız, bizimle paylaştınız. Var olun.
Berkin Elvan’ın ailesi adına:
Gülsüm Elvan – Sami Elvan – Kenan Düzen

Fotoğraflar için İleriHaber'e teşekkür ederiz.

Not: 7 Mart Cumartesi günü Berkin’in katledilişinin 1.yılı için Okmeydanı’nda yapılan anma ve Feriköy Mezarlığı’na yapılan yürüyüşte polis terörü ve provakasyonu olmayınca hiçbir olay yaşanmadığından dolayı kahrolan birileri, arzu ettikleri kargaşa olmayınca bunun üzüntüsüyle kendi sosyal medya hesaplarından kargaşa çıkarmak için iftira, hakaret, kin ve nefret kusarak provakatörlük görevlerini yeniden hayata geçirmişler… Acınası, aciz ve zavallı halleriyle baş başa bırakıyoruz onları.

7 Mart 2015 Cumartesi

Bir mezar hikayesi (!)

Burada bir hikaye aktarmak ve çocukların okuyup mutlu olmasını sağlamak isterdik. Burada yazılmış bir hikayeyi Uğur Kaymaz'ın, Ceylan Önkol'un, Behzat Özen'in, İbrahim Aras'ın, Nihat Kazanhan'ın okumasını ve mutlu olmalarını isterdik. Bir hikaye yazılsın ve Berkin Elvan okusun, ertesi gün okulda arkadaşlarına anlatsın isterdik. Oysa bir polisin silahından çıkan biber gazı mermisinin hayattan, hayatımızdan aldığı Berkin'in anne babası olarak evladımızın mezarının hikayesini yazıyoruz. 

Bugün mezarlığa gelenler görecekler, gelemeyenler ise fotoğraflardan ve videolardan görüp anlamlandırmaya çalışacaklar. O sebeple bu hiç yazılmaması gereken hikayeyi sizlere bu sabah ulaştırmayı uygun gördük, üzgünüz...

Berkin'siz geçen 1 yılın sonunda oğlumuzun mezarı yapıldı. Bunun için onlarca dostumuz çizim ve öneri gönderdi. Bu mezar Karadenizli inşaat ustasının, Alevi bir mezar ustasının, Kürt bir mermer ustasının, Egeli bir cam ustasının, Ermeni bir döküm ustasının, Süryani bir kesim ustasının ve bu ülkede doğmuş büyümüş genç bir Musevi kardeşimizin emeğidir. Bu mezarda 14 yaşında vurulmuş, 15 yaşında hayata veda etmiş bir çocuk yatmaktadır. Bu mezarda Anadolu toprağı ve Anadolu halklarının hüznü vardır. Bu mezar devlet dersinde öldürülmüş bir çocuğun mezarıdır.

Berkinin kaşları, sadece Türkiye'ye değil, tüm dünyaya onu tanıttı. Her ne zaman onunla ilgili bir haber izlesek, okusak, onun o karakteristik, sempatik kara kaşları hepimizin gözünün önüne geldi. Bir yandan da kaşlarını soyutlarken, diğer yandan özgürlüğün, masumiyetin sembolü olan kuşa benzediğini fark etti insanlarımız. Tüm tasarımlarda bu iki sembol birleştirilerek kullanıldı. 

Baş taşı camdan yapıldı. Çünkü bir çocuğun içi dışı birdir, şeffaftır, durudur onun gizlisi saklısı yoktur. Neresinden bakarsanız bakın onda sadece bir çocuk görürsünüz. Bu yüzden baş taşı camdır. Camın üstündeki ağaç kuşa benzeyen kaşlarından oluşmuştur. 14 adet kaş/kuş vardır 13 ü birbirine bağlı 14.sü gövdeden ayrılarak havalanmıştır. Vurulduğu anı sembolize eder. 14 kaşın arasında sekiz boşluk vardır ve yine Gezi'de kaybedilen canlarımızı sembolize eder. Camın mezar gövdesiyle birleştiği yerde "akın var akın, güneşe akın" yazıyor. Bu şiiri hepimiz biliriz. Ancak burada kullanılmasının nedeni 1 Haziran 2013 tarihinde vurulan Ethem Sarısülük için Okmeydanı'nda yapılan bir protestoda Berkin'in bu şiiri yüksek sesle okumasından dolayı eklenmiştir mezara.

Mezarın üstünde uçurtmasıyla koşan Berkin var. Uçurtması 8 uçurtmadan oluşuyor. Gezi'de yitirdiğimiz canlarımızı simgeleyen 8 uçurtma. Uçurtmasıyla koşan Berkin'in koşma istikametinde "Uçurtmayı vurmasınlar dedik, seni vuracaklarını bilemedik" yazıyor. Bu sözü Berkin'in ablaları Berkin'i kaybettiğimizde yazmışlardı.

Ayak ucunda ise 8 delik var. Bu 8 delik Gezi direnişinde katledilen 8 can içindir. Her delik bir ismi sembolize eder ve her delik o ismin katlediğildiği yaşın mm bazında çap olarak  kullanılmasıyla oluşmuştur. Yani sol baştaki delik 26 yaşında katledilen Ethem için 26 mm sağ baştaki delik 15 yaşında hayata veda eden Berkin için 15 mm dir.Ali İsmail, Ahmet Atakan, Medeni Yıldırım, Abdullah Cömert, Hasan Ferit, Mehmet Ayvalıtaş hepsi öldürüldükleri yaşla sembolize edilmişlerdir. 

Berkin Elvan'ın en olmaması, en yazılmaması gereken hikayesi budur.

Gülsüm Elvan - Sami Elvan






3 Mart 2015 Salı

Berkin'i anma programına ilişkin

Merhaba dostlar,
Berkin’imizi kaybettiğimiz 11 Mart’ın yıldönümü yaklaşıyor. Berkin olmadan geçen 1 yılın ardından bir yemek ve anma düzenleyeceğimizi daha önce duyurmuştuk. Bu konudaki duyuruyu yaparken, daha detaylı bir açıklamayı sizlere bugünlerde yapacağımızı da belirtmiştik.
Daha önce 7 Mart yemek, 11 Mart anma olarak düşündüğümüz etkinlikleri tek günde birleştirip yapmayı aile olarak daha uygun bulduk. Gezi şehitlerinin ailelerinin katılımının daha rahat organize edilmesi, Ceylan Önkol’dan, Uğur Kaymaz’a, İbrahim Aras’tan Nihat Kazanhan’a tüm küçük yaşta öldürülmüş çocuklarımızın ailelerinin katılımının sağlanabilmesi ve hafta sonuna denk gelmesi nedeniyle yemek-anma ve yürüyüşün aynı günde; 7 Mart 2015 Cumartesi yapılmasına karar verdik.
Bu konuda tüm duyuru ve organizasyon ‘Taksim Dayanışması’ tarafından yapılacaktır. Anma ve yürüyüşe ilişkin uyulması, yapılması istenecek her şey ailemizin onayıyla ‘Taksim Dayanışması’ tarafından duyurulup, yayınlanacaktır. 
Bugünden sonra Taksim Dayanışması twitter hesabı :
ve
Taksim Dayanışması web sitesi:
http://taksimdayanisma.org/ un yapacağı açıklamalar Berkin Elvan’ın hayatını kaybedişinin 1. Yılına ilişkin anma programının duyurusu olacaktır. Tüm dostlarımıza duyurulur.

4 Mart Çarşamba günü, Kartal Adliyesi'nde Hasan Ferit Gedik'in katillerinin yargılandığı mahkemede görüşmek üzere.

Berkin Elvan’ın ailesi adına:
Sami Elvan (Babası), Kenan Düzen (Dayısı)



28 Şubat 2015 Cumartesi

Yaşar Kemal

Bilgemizi, İnce Memed’imizi, Anadolumuzun en büyük edebiyatçısı 
büyük insan #YaşarKemal i kaybettik…
Üzüntümüz büyük, acımız büyük. 
Ülkemizin ve tüm insanlığın başı sağolsun. 

Elvan ailesi


Yaşar Kemal’in cenazesi, 2 Mart Pazartesi günü Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından, Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Aynı gün 15.30’da, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda Yaşar Kemal’in ailesi ve yakınlarının ev sahipliğinde veda toplantısı düzenlenecek.

18 Şubat 2015 Çarşamba

Berkin'siz 1 yıl

Tarih: 11 Mart 2014 ...
Yer: Okmeydanı Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi...
Doktorlar geceden beri 269 gün direnmiş Berkin'i hayatta tutmak için uğraşıyorlar. Çocuk bedeni çok yorulmuş... Yaraları çok ağır... "Ben yokum artık" diyor. "Hayır" diyorlar doktorları ve bekleyen halk, 269 gün direndin tüm ülkeye ve dünyadaki ezilen, ötekileştirilen herkese umut oldun "gidemezsin"...Ancak Berkin çocuk sabah 07.00 olduğunda bir daha açmamak üzere kapıyor gözlerini. 

16 Haziran 2013 sabahı Okmeydanı'nda oturduğumuz evden çıktıktan kısa bir süre sonra bir üst sokağın köşesinde polisler hedef alarak ateş ediyorlar ve başından vuruyorlar Berkin'i... 14 yaşında bir çocuk, bir pazar sabahı vuruluyor evinin üst sokağında... Okuldaki ve mahalledeki arkadaşları dışında kimsenin tanımadığı Berkin işte o sabah tüm dünyanın tanıdığı Berkin Elvan oluyor... Bir gün evde annesine "Ben çok ünlü olacağım" demişti... Ünlü olmak her küçük çocuğun hayalidir ya işte Okmeydanı'nın fakir sokaklarında bile olsanız "Bir gün ünlü olmak" hayali kurabilirsiniz. Dedik ya; çocuk işte... Uçurtma uçuran, salıncakta sallanan, top oynayan, okuldan kaçan, haylazlık yapan bir çocuk. 16 Haziran sabahından itibaren 269 günlük dev bir direnişe imzasını atan "Umudun Çocuğu"...

11 Mart günü son kez mahallesine gelirken Berkin, 15 yaşındaydı... Kurşun gibi ağırdı tabutu. Oysa sadece 16 kiloydu... Filistin'in, Gazze'nin, Ant dağlarının, Sierraların, Amed'in, Dersim'in, Kızıldere'nin, Beyazıt Meydanı'nın, Taksim'in, Nurhak'ın, Maraş'ın, Sivas'ın, Gazi'nin, Gezi'nin toprağı dolmuştu tabutuna... üşümesin diye yorgan olmuştu toprak o küçücük bedenine... Yüreği büyük, sevdası büyük, özlemi büyük ancak yaşı küçük, tabutu küçük, bedeni küçüktü...

Ethem abisi vurulduğunda Ankara'da, Berkin toplanan kalabalığın arasında "Akın var akın, güneşe akın" diye yüksek sesle okumuştu Okmeydanı'nda... Şimdi o hiç görmediği Ethem'e gidiyordu Berkin... Ali İsmail'in, Ethem'in, Mehmet'in, Ahmet'in, Abdullah'ın, Medeni'nin, Ferit'in ağabeylerinin ablalarının omuzunda...Yüz binlerce insanın arasında, milyonlarca insanın gözyaşlarıyla toprağa verdik Berkin'i... 

Tam 1 yıl oldu. Berkin'siz geçen 1 yıl... Katillerinin ellerini kollarını sallayarak gezdikleri ancak isimleri devlet tarafından saklanarak hayatlarını sürdürdükleri 1 yıl... Davası olmayan, mahkemesi olmayan faili belli bir cinayetin hayattan kopardığı Berkin Elvan'ın aramızdan ayrılışının üstünden tam 1 yıl geçti...

16 Haziran 2013 sabahından bugüne hep yanımızdaydınız. Berkin uyansın diye birlikte bekledik. Berkin'i birlikte sonsuzluğa uğurladık. 

Dostlar, Berkin'in ölümünün 1.yılında bir yemek ve anma düzenleyeceğiz.

7 Mart Cumartesi günü 13.00'da Okmeydanı Cemevi'nde Berkin için verilecek yemeğe tüm dostlarımız davetlidir.

11 Mart Çarşamba günü ise Okmeydanı'nda Berkin'in vurulduğu yerde 12.00'de saygı duruşunda bulunulduktan sonra 14.00'de Feriköy Mezarlığındaki kabri başında anma yapılacaktır. Katılmak isteyen tüm dostlarımızı ailemiz olarak yanımızda görmek isteriz. 

Ülkemizi büyük bir yasa boğan Özgecan Aslan cinayetini, kadınlara, çocuklara, doğaya, hayvanlara yönelik tüm şiddeti, tacizi, tecavüzü ve yok etme politikalarını kınıyoruz.

Özgecan kızımıza rahmet, üzüntülü ve acılı ailesine başsağlığı diliyoruz. Acılarını en derinden  yaşıyoruz ve paylaşıyoruz.

Dün gece İstanbul'da uğradığı saldırı sonrası hayatını kaybeden sevgili kardeşimiz Nuh Köklü için çok üzgünüz. Ailesine ve tüm dostlarına başsağlığı dileriz. 

Berkin Elvan'ın ailesi adına;
Sami Elvan (Babası)
Kenan Düzen (Dayısı)

Not: 11 Mart Gününe ilişkin olarak ailemizin belirleyeceği ve uyulması husunda önemle ricada bulunacağı detayları önümüzdeki günlerde buradan duyuracağız.




14 Şubat 2015 Cumartesi

Özgecan Aslan

#‎ÖzgecanAslan‬ tecavüzü teşvik eden yargı kararlarının, kadına yönelik gerici yobaz bakışın sonucunda saldırıya uğrayıp hunharca katledilmiştir. 3 alçak tarafından öldürüldükten sonra yakılmıştır. Kadına ve çocuğa şiddeti, tecavüzü ve cinayeti normal hale getiren ve bunu yasalarla destekleyen toplumların bir alçaklığı daha gencecik kızımızı yok etmiştir. Lanet olsun.

Özgecan'ımızın ailesine sabırlar diliyor, acılarını paylaşıyoruz.

Elvan ailesi.