Translate

31 Ocak 2014 Cuma

Uyan çocuk daha yapacak çok işimiz var

Daha on yedi yaşında İstanbul Mis Sokakta polisin yakın mesafeden attığı gaz kapsülü ile hayatı bir anda alt üst oldu. Okuluna ara vermek zorunda kalan, epilepsi hastalığı başlayan, konuşmakta zorlanan ve her an beyin kanaması tehlikesi ile yaşayan Mustafa Ali Tombul, kendisine bunları yaşatanlar henüz bulunmamışken, İzmir’de katıldığı eylemden dolayı hakkında açılan davanın şaşkınlığını yaşıyor. İzmir’in Bayraklı ilçesi Doğançay’daki evinde ziyaret ettiğimiz Mustafa Ali Tombul konuşma yetisini kaybettiği için artık konuşamıyor. Altı aydır eski sağlıklı günlerine kavuşmak için mücadele eden Mustafa Ali Tombul, iyileşir iyileşmez yine eylemlere katılacağını söyledi. Son beyin ameliyatından önce İstanbul’da yaşam savaşı veren Berkin Elvan’ı görmeye yattığı hastaneye giden Mustafa Ali Tombul, ‘O yaşayacak ve aramıza dönecek’ diyor gülümseyen yüzü ile. Yaşadıklarını anlatan baba Mehmet Tombul, çocuğuna bunları yaşatanların cezalandırılmasını istiyor.

5 AY İÇİNDE 3 AMELİYAT OLDU

Mustafa Ali Tombul, Haziran direnişi başladıktan birkaç hafta sonra Grup Yorum konseri için mahalleden arkadaşları ve yakınları ile İstanbul’a gitti. Konserden sonra hemen İzmir’e dönmeyen bir süre akrabalarının yanında kalan Tombul, eylemlerin sürdüğü Gezi Parkını görmek için 8 Temmuz’da Mis Sokak’ta bulunduğu sırada, polisin yakın mesafeden attığı gaz kapsülü ile başından ağır yaralandı. 18 yaşına giren lise öğrencisi Mustafa Ali Tombul aldığı darbe nedeni ile beş ay içerisinde iki defa beyin ameliyatı bir kez de mide ameliyatı oldu.



BU ZULMÜ YAPANLAR CEZA ÇEKMELİ

Beynine aldığı darbe nedeni ile konuşma yetisini neredeyse kaybeden Mustafa Ali Tombul’un babası Mehmet Tombul, aylardır yaşadıkları sıkıntıları anlattı, çocuğunun en demokratik hakkını kullanarak İstanbul’u gezmeye gittiğini ancak devletin polisinin oğluna bu hakkı bile çok gördüğünü söyledi.

Mustafa’nın sağlık durumu hakkında bilgi veren baba Tombul, doktorların söylediğine göre bir aksilik olmaz ise bir daha ameliyat olmasına gerek kalmadığını ancak çok dikkatli olmaları gerektiğini söyledi. Tombul, “Gaz kapsülü beynine çok yakın yerden isabet ettiği için oğlum epilepsi hastası oldu, nöbet geçirmesi halinde beyin kanaması geçirme ihtimali var, o nedenle oğluma çok dikkat ediyoruz, neredeyse gözümüzün önünden ayırmıyoruz. Uyurken ameliyatlı tarafına başını koysa uyandırıp diğer tarafa yatırıyoruz. Onun bir an önce iyileşmesi ve okul hayatına dönmesi için elimizden geleni yapıyoruz” dedi. Mustafa Ali’nin bir an önce eski görüntüsüne kavuşmak için sabırsızlandığını söyleyen baba Tombul, oğluna en güzel yaşlarında bu zulmü yapanların cezasını çekmesini beklediğini ifade etti.

NE KAMERA KAYDI VAR NE TANIK

Yaşanan olay nedeni ile şikayetçi olduklarını ancak ortada ne bir kamera kaydı ne de tanık olduğunu, hangi polisin de gaz kapsülünü ateşlediğini bilmediklerini söyleyen baba Tombul,

adaletin geldiği noktaya bakınca davadan pek de umutlu olmadıklarını söyledi. Oğluna işkence yapanlar bulunmazken, eyleme gittiği için açılan davaya da tepki gösteren Mehmet Tombul, haklarını aramayı asla bırakmayacaklarını ifade etti.

‘AİLECE EYLEMLERE KATILDIK’

Baba Mehmet Tombul “Gezi eylemleri insanların sürüp giden vahşi düzene karşı ‘Artık yeter!’ dediği noktadır. Eylemlere ben, babam annem hep beraber katıldık. Artan vergilerden, buna karşın geride kalan maaşlarımızdan, sürekli hayatımıza müdahale eden yasalardan bıktık. Adaletli ve insanca yaşanacak bir ülke istiyorduk. Bunu için tüm ülkede insanlar sokağa çıktı. Hükümet ise, en demokratik eylemlere bile tahammül edemedi. Çocuklarımız sokak ortasında öldürüldü, polis kiminin gözünü çıkardı, kimi hala yaşam savaşı veriyor. Bizlere bunları yapanlar ‘destan!’ yazdıkları için hala adaletin karşısına çıkarılmazken, yüzlerce masum insan aylardır cezaevlerine tutuluyor. Benim oğlumun hayatını mahfedenler ortada yokken, oğluma eyleme gitti diye dava açılıyor. Oğlumun elinde ne silah vardı ne de başka bir şey. Şaşırmıyoruz ama, bizler her zaman iktidarlara muhalefet ettiğimiz için doğduğumuz günden beri bu tür uygulamalara maruz kalıyoruz” diyerek tepki gösterdi.

HÜKÜMETE CEZAYI SANDIKTA VERECEĞİZ

Sokaklarda gençleri öldürenlere cezayı adaletin vereceğine inanmadığını söyleyen baba Tombul; “Cezayı yine gençler sokaklarda meşru mücadele ile verecektir. Eylemlere katılanların çoğunluğu hiç oy kullanmadıklarını söylemişlerdi, onlara bu seçimlerde sandığa gitmelerini ve bu düzeni değiştirecek oyları atmalarını tavsiye ediyorum. Gençler iktidarı yok etmek için yumruğu tek tarafa vursunlar. Demokrasiyi sadece sandıktan ibaret görenlere cevabımızı sandıktan verelim.” Dedi. Gezi direnişine katılanların çoğunun sosyalist olmadığını ancak sosyalist bir yönetim anlayışını özlediğini düşündüğünü ifade eden Mehmet Tombul, sosyalizmi getirmek için mücadeleyi bırakmayacaklarını söyledi.

İLK DURUŞMA 3 NİSAN’DA

Yine Doğançay’da İzmir’deki Geziye destek eylemlerine katıldığı için aylardır cezaevinde tutuklu bulunan Ulaş Arslan’ın da arkadaşı olan Mustafa Ali Tombul, Ulaş’ın Şubat ayındaki duruşmasına katılacağını söyledi. Tombul’un yargılanmaya başlandığı davada ise ilk duruşma 3 Nisan’da görülecek, davada beş kişi yargılanıyor ve tutuklu kimse bulunmuyor. Mustafa Ali Tombul, ilk sorgulamada henüz 17 yaşında olduğu için ifadesi alınmamıştı.

BABAANNE ÇOK ÖFKELİ

Mustafa Ali’nin babaannesi Ülfet Tombul ise çok öfkeli. “Çocuklarımızı harcadılar, kimisi öldü, kiminin gözünü çıkardılar, kimi hastanede yatıyor. Benim torunumun da hayatını mahvettiler. Bu ülkede adalet yok, adalet zenginlere. Bizlere bunları reva görenlerin yaptıkları yanlarına kar kalıyor” diyerek duygularını paylaşan babaanne, torununa gözü gibi baktığını artık kötü günleri geride bırakmak istediklerini söylüyor.

***

Çocuklarımızı harcadılar

Mustafa Ali’nin babaannesi Ülfet Tombul ise çok öfkeli. “Çocuklarımızı harcadılar, kimisi öldü, kiminin gözünü çıkardılar, kimi hastanede yatıyor. Benim torunumun da hayatını mahvettiler. Bu ülkede adalet yok, adalet zenginlere. Bizlere bunları reva görenlerin yaptıkları yanlarına kar kalıyor” diyerek duygularını paylaşan babaanne, torununa gözü gibi baktığını artık kötü günleri geride bırakmak istediklerini söylüyor.


***

Kalbimiz Berkin'de

Hastanede yaşam savaşı veren Berkin Elvan'ın ailesi ile sürekli görüştüklerini, en son Mustafa Ali’nin yılbaşından birkaç gün önce İstanbul’da olduğu beyin ameliyatında görüştüklerini söyleyen baba Tombul, eylemlerde hayatını kaybeden gençlerin aileleri ile de telefon ile sık sık görüştüğünü söyledi. Aileler ile dayanışma içinde olduklarını birbirlerine moral verdiklerini söyleyen baba Mehmet Tombul görüşmeyi her zaman sürdüreceklerini belirtti.

Röportaj: 
GÜLSEN CANDEMİR-İZMİR ( Birgün Gazetesi )

Beni vuran polisin kask numarası yok, tespit edilemiyor


Gezi’de başından ağır yaralanan Okan Göçer 23 yaşında bir işçi. Bir yandan okuyup bir yandan çalışırken 1 Haziran günü Gebze’deki işyerinin gece vardiyasından çıkıp Gezi direnişine katılmak üzere sabah saatlerinde Taksim’e varıyor. Direniş saatlerini şöyle anlatıyor Göçer, “Tarlabaşı tarafından İngiliz Konsolosluğu’nun oradan Taksim’e doğru çıkıyorduk. Polis bizi orada durdurdu. En öndeydim. Polise rağmen hiç geri çekilmedik. Ancak ilerleyemiyorduk da. Polis yoğun biçimde gaz sıkıyordu.”
Okan yaklaşık 10 metre mesafedeki polisin kalabalığı nişan alarak gaz kapsülü atmaya hazırlandığını görüyor, ancak hedefin kendisi olduğunun farkında değil. Okan, “Kapsülü atarken gördüm. Kapsülün bana gelmesi iki saniye sürdü. Kafamın sol tarafına geldi. Kafamdaki bir karışlık boyuttaki bir kemik parçası üç parçaya ayrıldı. O anda bilincim kaybolmuş” diyor.



‘22 GÜN BİLİNCİM KAPALI YATMIŞIM’
Gönüllü doktorlar ilk müdahaleyi yapıyorlar Okan’a. Doktorlar bu müdahale olmasa kan kaybından çoktan ölmüş olacağını vurguluyor. Daha sonra ambulansların gelmesi bekleniyor ama bu bekleyiş boşuna. Okan, “Gelmemiş ambulanslar. Yollar kapalı falan olduğundan değil tabii, polise gaz kapsülü taşıdıkları için” diye anlatıyor o can pazarını. Bunun üzerine arkadaşları sivil bir aracı durdurarak Okmeydanı Hastanesi’ne yetiştiriyor Okan’ı. Hemen ameliyata alınıyor. Okan o günleri hiç hatırlamıyor, “22 gün boyunca bilincim yerinde olmadan yatmışım. 22 gün sonra kendime geldiğimde metro kazası falan geçirdiğimi zannettim ilk başta. Daha sonra arkadaşlarımı görünce neler yaşadığımı yavaş yavaş hatırlayabildim” diyor.

SOL KULAĞI DUYMUYOR
Uyandıktan 3 gün sonra taburcu ediliyor Okan. Aylarca ara ara kontrolleri yapılıyor ve en nihayetinde Ocak ayında “iş görebilir” yönünde nihai rapor veriliyor kendisine. Oysa ne ruhen ne de fiziken çalışabilecek durumda. Okan, “Epilepsi teşhisi konuldu. Sol kulağım da duymuyor artık. Sürekli bir çınlama var ve böyle de süreceğini söylüyorlar” diyor. Gaz kapsülü sadece kafatasını değil ruhsal durumunu da zedeliyor genç adamın. Halihazırda psikiyatrik tedavi görüyor. 8 ay önce sağlıklı bir öğrenci/işçiyken şu an çalışamayacak derecede hasta ve elinde iş görebilir raporuyla hukuki mücadele veriyor.

AÇILMIŞ BİR DAVA YOK
Başbakan, İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü ve vurulduğu bölgede görev yapan polisler hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Açılmış bir dava olup olmadığını soruyoruz: “Beni vuran polis tespit edilemiyor. Dükkan, banka vs yerlerin kamera görüntülerinin kalitesi düşük olduğu için polisin kim olduğu anlaşılamıyor. Sadece vurulma anı görülüyor. Polisin üzerinde kask numarası da yok zaten, silinmiş biçimde.”

‘KONSOLOSLUK KAYITLARI VERMİYOR’
Gezi’de mağdur olanların tümünde olduğu gibi Okan da delillere ulaşma konusunda büyük sıkıntılar yaşıyor. Vurulma yerini en net İngiliz Konsolosluğu’nun kameraları görüyor ancak konsolosluk İçişleri Bakanlığı’nın başvuru yapması gerektiği gerekçesiyle bu görüntüleri vermiyor. İçişleri Bakanlığı’na bu konuda yaptıkları başvuru ise elbette sonuçsuz. “Polislerini yedirmiyorlar yani” diyor Okan. Bu yaşadıklarının hesabının sorulacağına inanmıyor ve topluma bir çağrısı var: “Sadece kendi açımdan söylemiyorum ama, milyonlarca insanın katıldığı eylemlerde bedel ödeyen insanlara sahip çıkılması gerekiyor.” Bütün bunları yüzünde gülümsemeyle anlatması dikkatimizi çekiyor ve sebebini soruyoruz. “Çünkü gülmek devrimci bir eylemdir” diye yanıtlıyor bizi.

Röportaj: ABDURRAHMAN UYAN ( Birgün Gazetesi )

24 Ocak 2014 Cuma

Berkin'in son durumu

223. Gün
Berkin'in başucunda asılı karnesinde Ateş Normal / Nabız normal / Solunum normal / Enfeksiyon yok yazıyor.

Berkin'in yaşama hakkını gasp eden devlet ona bugün ders notlarının yazılı olduğu karne yerine Epikriz raporu verdi.

Berkin 223 gündür direniyor ve direniş notu Pekiyi.

Berkin'i vuran polisleri saklayanlara, vurulması emrini verenlere karşı hayatın her alanında bizimle beraber direnen tüm insanlarımıza teşekkür ediyoruz.

Berkin yoğun bakım ünitesinde direnişiyle hepinizi selamlıyor.

20 Ocak 2014 Pazartesi

21 Ocak Salı / Basın Toplantısı

Gezi direnişinde devlet şiddetine maruz kalarak hayatını kaybedenlerin aileleriyle, direnişte yaralanan kardeşlerimiz birlikte, uzun zamandır çalışmalarını sürdürdükleri platformu kuruyorlar.
Berkin Elvan'ın ailesi olarak bu oluşumu destekliyoruz ve içinde yer alacağız.

Gezi Direnişi'nde yaşamını yitirenlerin ailelerini ve yaralananları bir araya getiren platform yarın 11:00 de basın toplantısıyla duyurulacak.
Yer: İstanbul Barosu
21 Ocak 2014 Salı
http://t.co/DkaOjJrn4H

5 Ocak 2014 Pazar

Berkin 15 Yaşında

Bugün 5 Ocak 2014 yani Berkin'in doğum günü. 16 Haziran 2013 sabahı Okmeydanı'nda polislerce başından vurulmasının üstünden geçen 204. gün bugün. Vurulduğu sabahtan bu yana yoğun bakımda Berkin. O günden bu yana Berkin'i vuran polisler hakkında hiç bir adli işlem yapılmadı. İsimleri belli değil. O günlerde canlı yayınlarda ve gazetelere verdiği beyanatlarda başbakan "Talimatı ben verdim" demişti. Yani, Berkin'i vurma talimatını veren belli ancak vuranlar, tetiği çekenler belirsiz. 
Berkin geride kalan 204 gün boyunca 3 büyük ameliyat ve bir ufak operasyon geçirdi. Çoğunlukla makinaya bağlı olarak nefes alıyor. Yoğun bakımda ve tedavisi büyük bir özveriyle devam ediyor. Beyin Cerrahisi ve Yoğun Bakım doktorlarına, hemşirelerine, hasta bakıcılarına ve hastanede Berkin ile ilgilenen tüm hastane personeline teşekkür ediyoruz. Berkin uyanacak biliyoruz. 

Beyninde biber gazı kapsülü yaralanmasına bağlı hasar çok fazla. Ciğerlerinde yoğun biber gazına maruz kalmasından dolayı halen tedavisi tamamlanmamış hasar var. 16 Haziran 2013 gününden bu yana iki kez kalbi durdu. Direndi Berkin. Teslim olmadı direniyor. 15 yaşına bastı bugün. İlk kez kendi doğum gününde uyuyor canımız. Binlerce insanımız onun için isyan ederken o yoğun bakım ünitesinde yaşam mücadelesi veriyor. 204 gün geçti ve adli soruşturma göstermelik olarak bir dosya numarasıyla mevcut. Avukatımız Evrim Deniz Karatana geride kalan 7 ay boyunca etkin bir soruşturma sürdürülmediği için dosyayı AİHM ne taşıyacak bu ay içinde. 

Bugün hastanede sembolik bir doğum günü organize etmek istedi dostlarımız. Hayır diyemedik. Tek ricamız pankart getirilmemesi, slogan atılmaması oldu. Berkin'le beraber 1000 in üstünde yatan hasta var Okmeydanı Hastanesi'nde ve biz onlara saygı duyulması gerektiği için bu ricada bulunduk. 

Berkin'i vuran polisler tespit edilmeyip devlet korumasında saklanırken, adli bir yaptırım uygulanmazken Berkin'i haber yapan gazetelere ceza yağıyor. İsmini açık yazdıkları, fotosunu mozaiklemeden koydukları için veriliyor cezalar. Berkin Elvan'ın polislerce vurulduğu nokta dışında mozaiklenecek bir gizlisi yok. Resmini kullanabilirsiniz biz aile olarak izin veriyoruz. Berkin Elvan'ı dünyanın tüm ezilen ve direnen halkları açıkca ismi ve resmiyle biliyor. İsmini açıkca yazabilirsiniz. Katillerimizi, tetikçileri saklayan devlet evlatlarımızın yaşam hakkına saygı göstermeyen devlet isimlerinin kısaltılmasını, fotoğraflarının mozaiklenmesini isteyemez. Bize tetiği çekenlerin isimlerini versinler. O isimleri kısaltmayla yazar fotolarını mozaikleriz merak etmesinler.

Berkin yaşıyor, direniyor. Abdullah, Mehmet, Ethem, Ali İsmail, Medeni, Ahmet ve Hasan Ferit için yaşıyor, direniyor.Donarak ölen bebek için, buz saçağı başına düştüğü için ölen çocuk için, Van'da ölen kardeşleri için, Roboski'de katledilen çocuklarımız için, sokakta bulup oyuncak sandığı el bombasının patlamasıyla hayatını kaybeden çocuklar için BERKİN YAŞIYOR ve DİRENİYOR.

14 yaşında vurdular Berkin'i ve 15 yaşında direnmeye devam ediyor Berkin.

204 gün boyunca yanımızdaydınız ve yanımızda olmaya devam ediyorsunuz. Berkin büyük bir ailenin evladıdır. Bu büyük aile onu bırakmadığı müddetçe Berkin yaşama tutanacak.

Hepinize en içten selamlarımızı iletiyoruz.

1 Ocak 2014 Çarşamba

Her Yıl Taksim Her Yıl Direniş

Boyun eğme ey halkım!
Faşizm dalgalanıyorsa en tepede
Ansızın bir Gezi filizlenir
Bir ağaç ağlıyorsa, bir halk direnir
Bir ana evlatları için can verir
Ne devrimler bestelenir ülkemde
Ali İsmailler Korkmaz, direnişler yeşerir
Birden Ethem yangını alır mücadeleyi
Sol yumruklar havalanır
Ve Abdocan dikilir barikatta katilin karşısına
Mehmet başkaldırır bu sahtekar düzene
Ahmet meydan okur katillere en tepeden
Yüreği elvermez Ferit'imin halkın uyuşturulmasına
Medeni'm gelir diplomayla, kavgadan
mezun olmuştur
Adalet uyuyor olabilir ama Berkin elbet
Uyanır!
Sen yeter ki diren!

--------
Şiir için @ATvardediler  twitter hesabına teşekkürler