Translate

Berkin Elvan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Berkin Elvan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Mart 2015 Salı

Berkin'i anma programına ilişkin

Merhaba dostlar,
Berkin’imizi kaybettiğimiz 11 Mart’ın yıldönümü yaklaşıyor. Berkin olmadan geçen 1 yılın ardından bir yemek ve anma düzenleyeceğimizi daha önce duyurmuştuk. Bu konudaki duyuruyu yaparken, daha detaylı bir açıklamayı sizlere bugünlerde yapacağımızı da belirtmiştik.
Daha önce 7 Mart yemek, 11 Mart anma olarak düşündüğümüz etkinlikleri tek günde birleştirip yapmayı aile olarak daha uygun bulduk. Gezi şehitlerinin ailelerinin katılımının daha rahat organize edilmesi, Ceylan Önkol’dan, Uğur Kaymaz’a, İbrahim Aras’tan Nihat Kazanhan’a tüm küçük yaşta öldürülmüş çocuklarımızın ailelerinin katılımının sağlanabilmesi ve hafta sonuna denk gelmesi nedeniyle yemek-anma ve yürüyüşün aynı günde; 7 Mart 2015 Cumartesi yapılmasına karar verdik.
Bu konuda tüm duyuru ve organizasyon ‘Taksim Dayanışması’ tarafından yapılacaktır. Anma ve yürüyüşe ilişkin uyulması, yapılması istenecek her şey ailemizin onayıyla ‘Taksim Dayanışması’ tarafından duyurulup, yayınlanacaktır. 
Bugünden sonra Taksim Dayanışması twitter hesabı :
ve
Taksim Dayanışması web sitesi:
http://taksimdayanisma.org/ un yapacağı açıklamalar Berkin Elvan’ın hayatını kaybedişinin 1. Yılına ilişkin anma programının duyurusu olacaktır. Tüm dostlarımıza duyurulur.

4 Mart Çarşamba günü, Kartal Adliyesi'nde Hasan Ferit Gedik'in katillerinin yargılandığı mahkemede görüşmek üzere.

Berkin Elvan’ın ailesi adına:
Sami Elvan (Babası), Kenan Düzen (Dayısı)



18 Şubat 2015 Çarşamba

Berkin'siz 1 yıl

Tarih: 11 Mart 2014 ...
Yer: Okmeydanı Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi...
Doktorlar geceden beri 269 gün direnmiş Berkin'i hayatta tutmak için uğraşıyorlar. Çocuk bedeni çok yorulmuş... Yaraları çok ağır... "Ben yokum artık" diyor. "Hayır" diyorlar doktorları ve bekleyen halk, 269 gün direndin tüm ülkeye ve dünyadaki ezilen, ötekileştirilen herkese umut oldun "gidemezsin"...Ancak Berkin çocuk sabah 07.00 olduğunda bir daha açmamak üzere kapıyor gözlerini. 

16 Haziran 2013 sabahı Okmeydanı'nda oturduğumuz evden çıktıktan kısa bir süre sonra bir üst sokağın köşesinde polisler hedef alarak ateş ediyorlar ve başından vuruyorlar Berkin'i... 14 yaşında bir çocuk, bir pazar sabahı vuruluyor evinin üst sokağında... Okuldaki ve mahalledeki arkadaşları dışında kimsenin tanımadığı Berkin işte o sabah tüm dünyanın tanıdığı Berkin Elvan oluyor... Bir gün evde annesine "Ben çok ünlü olacağım" demişti... Ünlü olmak her küçük çocuğun hayalidir ya işte Okmeydanı'nın fakir sokaklarında bile olsanız "Bir gün ünlü olmak" hayali kurabilirsiniz. Dedik ya; çocuk işte... Uçurtma uçuran, salıncakta sallanan, top oynayan, okuldan kaçan, haylazlık yapan bir çocuk. 16 Haziran sabahından itibaren 269 günlük dev bir direnişe imzasını atan "Umudun Çocuğu"...

11 Mart günü son kez mahallesine gelirken Berkin, 15 yaşındaydı... Kurşun gibi ağırdı tabutu. Oysa sadece 16 kiloydu... Filistin'in, Gazze'nin, Ant dağlarının, Sierraların, Amed'in, Dersim'in, Kızıldere'nin, Beyazıt Meydanı'nın, Taksim'in, Nurhak'ın, Maraş'ın, Sivas'ın, Gazi'nin, Gezi'nin toprağı dolmuştu tabutuna... üşümesin diye yorgan olmuştu toprak o küçücük bedenine... Yüreği büyük, sevdası büyük, özlemi büyük ancak yaşı küçük, tabutu küçük, bedeni küçüktü...

Ethem abisi vurulduğunda Ankara'da, Berkin toplanan kalabalığın arasında "Akın var akın, güneşe akın" diye yüksek sesle okumuştu Okmeydanı'nda... Şimdi o hiç görmediği Ethem'e gidiyordu Berkin... Ali İsmail'in, Ethem'in, Mehmet'in, Ahmet'in, Abdullah'ın, Medeni'nin, Ferit'in ağabeylerinin ablalarının omuzunda...Yüz binlerce insanın arasında, milyonlarca insanın gözyaşlarıyla toprağa verdik Berkin'i... 

Tam 1 yıl oldu. Berkin'siz geçen 1 yıl... Katillerinin ellerini kollarını sallayarak gezdikleri ancak isimleri devlet tarafından saklanarak hayatlarını sürdürdükleri 1 yıl... Davası olmayan, mahkemesi olmayan faili belli bir cinayetin hayattan kopardığı Berkin Elvan'ın aramızdan ayrılışının üstünden tam 1 yıl geçti...

16 Haziran 2013 sabahından bugüne hep yanımızdaydınız. Berkin uyansın diye birlikte bekledik. Berkin'i birlikte sonsuzluğa uğurladık. 

Dostlar, Berkin'in ölümünün 1.yılında bir yemek ve anma düzenleyeceğiz.

7 Mart Cumartesi günü 13.00'da Okmeydanı Cemevi'nde Berkin için verilecek yemeğe tüm dostlarımız davetlidir.

11 Mart Çarşamba günü ise Okmeydanı'nda Berkin'in vurulduğu yerde 12.00'de saygı duruşunda bulunulduktan sonra 14.00'de Feriköy Mezarlığındaki kabri başında anma yapılacaktır. Katılmak isteyen tüm dostlarımızı ailemiz olarak yanımızda görmek isteriz. 

Ülkemizi büyük bir yasa boğan Özgecan Aslan cinayetini, kadınlara, çocuklara, doğaya, hayvanlara yönelik tüm şiddeti, tacizi, tecavüzü ve yok etme politikalarını kınıyoruz.

Özgecan kızımıza rahmet, üzüntülü ve acılı ailesine başsağlığı diliyoruz. Acılarını en derinden  yaşıyoruz ve paylaşıyoruz.

Dün gece İstanbul'da uğradığı saldırı sonrası hayatını kaybeden sevgili kardeşimiz Nuh Köklü için çok üzgünüz. Ailesine ve tüm dostlarına başsağlığı dileriz. 

Berkin Elvan'ın ailesi adına;
Sami Elvan (Babası)
Kenan Düzen (Dayısı)

Not: 11 Mart Gününe ilişkin olarak ailemizin belirleyeceği ve uyulması husunda önemle ricada bulunacağı detayları önümüzdeki günlerde buradan duyuracağız.




23 Ocak 2015 Cuma

Dostlarımızın bilgisine

Dostlarımızın bilgisine:

Uğur Mumcu'nun katledilmesinin üzerinden 22 yıl geçti. Daha geçen hafta Hrant Dink'i andık. Tüm bu cinayetler ortadayken ve Ethem Sarısülük'ü katleden katilin yargılanmasından çıkan ödül gibi cezadan sonra Ali İsmail Korkmaz'ı katledenlerin yargılandığı dava bir kez daha göstermiştir ki; ülkemizde adalet, siyasi iktidarın elinde istediği gibi kullandığı bir oyuncaktır. Çocuklarımızı katledenler ya ödül gibi hafif cezalar alıyorlar ya da ceza dahi almadan, yargılanmadan ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Katiller sokaklarda ve özgür olduğu müddetçe bu ülkede kimsenin can güvenliği yoktur.

Berkin Elvan'ın ailesi olarak biz tüm bu gerçeklere rağmen avukatlarımızla beraber hukuki mücadelemizi sürdürmekteyiz. Hukuk kuralları dahilinde ve mevcut kanunların müsaade ettiği ölçüde adalet arayışımız devam etmektedir. Yasal, demokratik ve anayasal haklarımızı sonuna kadar kullanacağız. Uluslararası sözleşmelerden doğan tüm haklarımızı kullanacağız. Siyasi iktidarın tüm baskılarına, saldırılarına ve mahkemelere müdahalelerine karşın sonuna kadar davamızın ve davalarımızın peşinde olacağız.

Biz Elvan ailesi olarak, bizleri öldürmeyi serbest kılan kanunlara ve öldürülmemiz için emirler veren politikacılara rağmen şiddetin içinde asla yer almadık aksine devletin şiddetini yaşadık ve evladımızı kaybettik. Demokrasi ve adalet talebimizi haykırırken bile, bizleri katleden yasaların müsaade ettiği ölçüde hareket etmeye gayret ettik. Bundan sonra da bir tek kişinin bile burnu kanamasın diyedir mücadelemiz. Bizim canımız çok yandı, başka analar ağlamasın diye gayretimiz, mücadelemiz. Birinizin tırnağı kırılsa inanın bizim canımız yanar. Bugüne kadar, Berkin'in hastane sürecinde ve sonrasında, basın açıklamalarımıza katılım ve Berkin'in vefatı sonrasında cenazeye, anmaya davet dışında bir çağrı yapmadık. Bundan sonra da anma, basın açıklaması ve mahkemeler dışında bir çağrımız olmayacaktır. Gözaltına alınan, tutuklanan insanlarımız var. Okullarında, iş yerlerinde soruşturma açılan ceza alan insanlarımız var. Sürgüne yollanan, işten çıkarılan, okuldan atılan, mahkemelerde ceza istenen insanlarımız var... Berkin'in katilleri ve emri verenler dışında herkes yargılanıyor ceza alıyor adeta...

Biliyoruz, bizleri katledenlerin koyduğu yasalar bizleri öldürüyor, öldüreni ise koruyor... ancak biz kimseye şunu yapın, yapmayın demediğimiz gibi mahkemeler, anmalar, basın açıklamaları ve sempozyumlar, paneller dışında bir ortamda bulunmadık. Bu ülkenin özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren devrimci, demokrat, ilerici insanları neyi nasıl yapacaklarını bizlere sormak zorunda değiller ve bizler de onları sorgulayacak durumda değiliz. Biz sadece kendi fikrimizi ve yaptıklarımızı, yapabileceklerimizi sizlerle paylaşıyoruz. Daha önce dediğimiz gibi "kimseye yapın ya da yapmayın demedik, demeyiz"... Biz sadece kendi sürecimizle ilgili paylaşımlarda bulunuyoruz. Sürecimizi demokratik yollardan devam ettirdik ve devam ettireceğiz. Avukatlarımız çok önemli, çok zor bir dava ve hukuksal süreçle mücadele ediyorlar. Bu süreç adliyelerde ve mahkeme salonlarında devam edecek. Biliyoruz sonunda Berkin geri gelmeyecek ancak katillerini ve katledilmesi için emir verenleri sanık sandalyesinde görmek için biz mücadelemizi sürdüreceğiz. Hastane sürecinde ve cenazede, cenaze sonrası süreçte bizimle dayanışma içinde olan tüm dostlarımızı, açılması halinde Berkin'i öldüren katillerin ve katledilmesi için emri verenlerin yargılanacağı mahkemede yanımızda göreceğimize inancımızla hepinizi selamlıyoruz.

Son olarak şu konuyu belirtmekte fayda görüyoruz:
Berkin'e atfedilen ve Berkin için yazılan birçok kitapla karşılaştık. Bunlardan bir kaç tanesi bizim bilgimiz onayımız dahilinde hazırlandı ve yayınlandı. Bazılarını baskı aşamasında ve basıldıktan sonra öğrendik. Onaylamadık ve yayınlanmaması, dağıtılmaması için gayret gösterdik. Bunları sizlerle sosyal medya hesaplarımızdan (twitter ve blog) paylaştık. Son olarak Boran yayınlarından çıkan kitabı da biz görmedik. Yayına hazırlanması, basılması, yayınlanması aşamasında içeriği bizimle paylaşılmadı. Biz, basılıp dağıtılmaya başladıktan sonra tam anlamıyla haberdar olduk. Bugüne kadar kitap elimize geçmedi ve içeriği tam olarak nedir bilmiyoruz. Bu yüzden bu kitapla ilgili olarak ailemizin bir alakası olmadığının bilinmesini isteriz.23.01.2015/14.00
Sami Elvan (Berkin'in babası)

3 Ocak 2015 Cumartesi

Büyümez ölü çocuklar

5 Ocak 1999 Berkin'in doğduğu gündü.

16 Haziran 2013 sabahı ise devletin polisi tarafından, Okmeydanı'nda evimizin bir üst sokağında vurulduğu gün henüz 14 yaşındaydı Berkin. 

11 Mart 2014 ise Berkin'in 269 gün süren yoğun bakımdaki koma halinin sona erdiği ve 15 yaşındayken hayata veda ettiği gündü...

Berkin artık büyümüyor ve geçen zaman öldürülmüş bir çocuğun yaralarını iyileştirmiyor.



Berkin'i öldürenler bugüne kadar yargı önüne çıkarılmadı. Zaten açılmış bir dava da yok... Sadece bitmeyen, bitirilmeyen, bitmesine müsade edilmeyen bir soruşturma var o kadar...

Ahmet Atakan'ın, Medeni Yıldırım'ın tespit edilmeyen ve yargı önüne çıkarılmayan failleri, olmayan mahkemeleri gibi... Gezi'de gözlerini kaybeden onlarca gencimizin sakat kalmalarına sebebiyet veren failler ve olmayan mahkemeler gibi... Okan Göçer'i, Mustafa Ali'yi, Lobna'yı öldürmek için vuranların yakalanmaması, açılmış bir mahkeme olmaması gibi...

Ethem Sarısülük'ün göstermelik bir ceza alan katili ve o katili kahraman ilan eden emniyeti saymıyoruz bile, Ali İsmail'in henüz tutuklanmamış katilleri varken, tutuklanmış olanların ise hala bir ceza almamış olması bu ülkenin bir başka büyük ayıbı...

Abdullah'ın, Hasan Ferit'in ve Mehmet'in katillerinin adeta senaryosu çok önceden yazılmış bir tiyatro oyunu sahneye konuyor gibi mahkemeler nezdinde devlet tarafından korunup kollanmaları gibi..

Bu ülkede adalet yok, hukuk yok, sanık yok, ceza yok...

Tek gerçek :
Büyümüyor ölü çocuklar.

Berkin hep 15 yaşında kalacak ...

Not: Berkin'in doğum gününde biz bir etkinlik yapmıyoruz ve yapılacak bir etkinliğe katılmıyoruz. Biz sadece aramızdan ayrıldığı gün bir anma yapacağız ve mahkemenin tarihinin belli olması için çabalarımızı aralıksız sürdüreceğiz. Dostlarımızın bilgisine sunulur.
Gülsüm Elvan (Annesi)
Sami Elvan (Babası)
Kenan Düzen (Dayısı)

23 Aralık 2014 Salı

Berkin, devlet tarafından vurulalı 555 Gün oldu

Tam 555 gün önce evimizin üst sokağında hedef alarak başından vurdular ‪#‎BerkinElvan‬ ı. 
555 gündür katiller serbest. 
555 gündür başlamış bir dava yok! 
‪#‎BerkinVurulalı555GünOlduUnutma‬ 
555 gündür Berkin yok.
Emri vereni biliyoruz tetiği çekenlerin isimleri saklanıyor...
Gezi'de yaralanan gözünü kaybedenlerin dosyaları nerede?


Berkin'i vuranların isimleri hâlâ gizleniyor!





1 Aralık 2014 Pazartesi

AdaletBakanına SORUYORUZ #berkinelvandosyasinerede

Berkin Elvan vurulalı 533 gün oldu. 533 gün önce bir sabah, evimizin bir üst sokağında vuruldu Berkin. 533 gün sonunda ortada ne dava var ne de iddianame! Sadece sürüncemede bırakılan bir soruşturma… Berkin vurulduğu andan itibaren süren soruşturmada ciddi adımlar atılmamış, Berkin'i vuran polislerin görüntüsü bulunmasına rağmen kimlikleri hala tespit edilememiştir.  533 gündür süren soruşturmada yapılmayan birçok hukuki ve adli işlem bulunmaktayken yapılan en hızlı ve sürekli işlem SAVCILARIN SIRAYLA GÖREVDEN ALINMASI olmuştur.
Dosyaya bazı birliklerin fotoğrafları gönderilmiştir. Ancak 9. ve 5. birlikte görev aldığı halde daha sonra ilişkisi kesildiği iddiasıyla bazı polislerin fotoğrafları gönderilmemiştir. İlişkinin kesilmesi fotoğrafların gönderilmesi önünde engel değildir. Fotoğrafı istenen polislerin ilgili birlikte fotoğraflarının bulunmamasının  mümkün olmadığını düşünüyoruz. Fotoğrafları, şüphelileri korumak için göndermedikleri kanısındayız.

Soruşturma evraklarının içerisinden de anlaşılacağı üzere olay hakkında bir idari soruşturma yürütülmüştür. Ancak her ne hikmetse bu idari soruşturmanın sadece bir bölümü savcılığa yollanmıştır. İdari soruşturma raporunun tamamı nerededir ve ne zaman savcılığa gönderilecektir? Berkin Elvan’ın öldürülmesine ilişkin davaya kimler müdahale etmektedir ve iddianamenin ortaya çıkması için gerekenler hangi amaca hizmet ederek kimlerce geciktirilmekte ve/veya yok edilmektedir?
Berkin Elvan’ın vurulma anının bir başka emniyet aracının içinden çok daha net olarak görüntülendiği ve bu görüntülerin saklandığı ya da yok edildiği doğru mudur? Bu görüntülerin 17 Aralık 2013 tarihli yolsuzluk operasyonundan önce iktidara yakın tv kanallarında hazırlanan Gezi direnişi aleyhtarı kes biçimlendir montajla videoları kurgulanırken, o gün tamamı iktidarı destekleyen tv kanallarındaki yetkili kişilerce izlendiği doğru mudur? Bu görüntülerin dönemin başbakanını yalanladığı için ve Berkin’i vuran polislerin çok daha net tespitini sağladığı için yok edildiği/saklandığı doğru mudur?
Kısaca 533 gün geride kalırken ortada iddianame ve dava yoktur. O yüzden biz soruyoruz:
BERKİN ELVAN’ın ÖLDÜRÜLMESİNE İLİŞKİN DAVA NE ZAMAN GÖRÜLECEK?
Berkin Elvan’ın vurulmasına ilişkin soruşturma evrakları kimlerin onayından, izninden, sansüründen geçiyor? İşte bu yüzden, Bir daha hiçbir çocuk öldürülmesin diye, hiçbir dosya faili meçhul kalmasın, hiçbir anne ağlamasın diye soruyoruz  #BERKİNELVANDOSYASINEREDE ?
Sami Elvan (Berkin’in babası) - Kenan Düzen (Berkin’in dayısı) / 01.12.2014


16 Haziran 2014 Pazartesi

Berkin Elvan bir yıl önce bugün vuruldu...

Berkin Elvan tam 1 yıl önce burada vuruldu. Bizler evladımızın vurulmasının üstünden tam bir yıl geçmişken sizlerin karşısına dün Adana'da polisin attığı ses bombası ile hayatını kaybeden 15 yaşındaki İbrahim Aras'ın acısıyla çıkıyoruz. Ailesine ve tüm halkımıza başsağlığı dileriz.




HALKIMIZA VE BASINA 

Evladımız Berkin tam bir sene önce BUGÜN yine BU saatlerde ve BURADA polis tarafından hedef gözetilerek kafasına atılan biber gazı kapsülü ile vuruldu. Kaldırıldığı hastanede 269 gün süren yaşam mücadelesini ne yazık ki kaybetti. Berkin’in vurulduğu günden bu yana geçen 365 gün içinde yaptığımız tüm hukuki girişimlere rağmen ne Berkin’i vuran polis ne de polise emre veren kişi mahkeme önüne çıkartılmadı, çıkartılamadı; çıkartılmadığı gibi de tespit dahi edilmedi. Berkin’in 365 gün önce burada Devletin kolluk kuvvetleri tarafından yaşam hakkı, eğitim hakkı gasp edildi, umutları, hayalleri, sevinçleri ve geleceği çalındı. Evladımız Berkin 14 yaşında girdiği hastaneden 15 yaşında ve 16 kilo olarak ayrıldı. Aile olarak yaşadığımız acıların tarifi imkânsızdır. Biz bu ülkenin vatandaşları olarak devlet büyüklerinin ağızlarından düşürmedikleri Hukuk Devleti ilkesi gereği Berkin’i vuranların ve emri verenlerin bir an önce mahkeme önüne çıkartılmasını arzu ediyoruz. Berkin sadece bizim ailemizin değil tüm ülkenin ortak acısıdır. Berkin’i kaybettiğimizde 14 yaşındaydı ve en masum haliyle bir çocuktu. Onun izinde sürecek Hukuk mücadelemiz ülkemizde tüm Çocuk Hakkı ihlallerine karşı yürüteceğimiz bir MASUMİYET ve VİCDAN mahkemesi olacaktır. Ülke olarak Çocuk Hakları açısından son derece vahim bir vaziyetle karşı karşıyayız. Ortaya konulan raporlar göstermektedir ki Türkiye Çocuk Hakları konusunda neredeyse 3. Dünya ülkelerinde yaşanmayacak hak ihlallerine konu olmaktadır. Hak ihlallerinin ne yazık ki günden güne artmasının en önemli sebebi bu ihlallere sebebiyet verenlerin adalet önüne çıkarılmamaları ya da çıkartıldıkları halde gerekli cezayı almamalarıdır. Devleti yönetenlerin ölümler üzerinden ahlaksızca ayrıştırıcı politikalar izlemeleri bununla yetinmeyip çocuklar üzerinden bu ayrıştırıcı, kin ve nefreti sürükleyici söylemleri hiçbir tutarlı politik davranış dahilinde açıklanamaz. Çocuklarımızın masumiyeti asla politikacıların kirli söylemlerine alet olamayacak kadar saf ve temizdir. Ülkenin Başbakanının, acısı taze bir anneyi miting meydanlarında yuhalatması, 14 yaşındaki bir çocuğu terörist gibi göstermeye çalışması bu ülkede yüzyıllardır kardeş kardeşe yaşayan Anadolu’nun kadim halklarına ve vicdanlı insanlarına sürülmüş bir leke olarak kalacaktır. Bir erkek çocuğunun en güzel oyuncaklarından olan misketleri bile farklı anlamlarla açıklamaya çalışan bu zat, kendi sakat zihniyetini ortaya koymuş, toplumumuzun her kesiminden tepkiyle karşılanmıştır. Evet, Berkin’in misketleri vardı, harçlıklarını biriktirerek aldığı mahalle aralarından arkadaşlarıyla birlikte saatlerce oynadığı misketleri… Çünkü Berkin daha 14 ündeydi ve misket oynayacak, uçurtma uçuracak yaştaydı. Berkin’in mezarına atılan tüm bu bilyeler daha oynamaya doyamadığı oyunlar içindi. Ne yazık ki malum kişi bu bilyeler üzerinden bile kin ve öfkeyi derinleştirecek söylemlerin içine girdi, bilyelere farklı anlamlar yüklemeye çalıştı. Oysa biraz çocuk olabilseydi ya da vicdanlı düşünebilseydi o bilyelerin anlamını anlayabilirdi. Ya da cenaze arabasının üzerine atılan pamuk şekerlerinin çocukluğun saf masumiyetini anlattığını, mezarına her gün bırakılan oyuncakların çocukların normal hayatı olduğunu… Biz Berkin’in ailesi olarak sadece ve sadece adalet istiyoruz. 15 yaşındaki evladımızı bizden alan katillerin bir önce mahkeme önüne çıkartılmasını ve gerekli cezaları almasını talep ediyoruz. Bu ülkenin onurlu ve vicdanlı insanlarının yanımızda olduğunu ve de bizim onların bu duyarlılıkları ile hukuk mücadelesinde güçlü durduğumuzu bilmelerini isteriz. Bu duyarlılıktan aldığımız güçle bu hukuk mücadelemizde bir an olsun yılmayacağımızı, tüm karanlıkların üstüne kararlılıkla gideceğimizi tüm kamuoyuna duyururuz. Bizim bu kararlığımız Berkin’in o saf ve çocuksu masumiyetinden güç almaktadır. 

Şimdi size hepimizin şahit olduğu başrolünde başbakan Tayyip Erdoğan bulunduğu iki olayı anlatacağız: 

Tarih 29 Ocak 2009. Yer İsviçre’nin Davos şehri. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan katıldığı bir panelde tüm dünyanın gözleri önünde İsrail Cumhurbaşkanı Peres’in sözünü keserek “Sayın Peres, benden yaşlısın, sesin çok yüksek çıkıyor, suçluluk psikolojisinden” dedi. Peres'e İsrail'in çocukları öldürdüğünü, Peres'in doğru bilgiler vermediğini, "bu zulmü alkışlayanların da insanlık suçu işlediğini" söyledi Tayyip Erdoğan. Tayyip Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı’na "Sayın Peres, Öldürmeyi siz iyi bilirsiniz" dedi. Tayyip Erdoğan, Tevrat'taki 10 emirden "öldürmeyeceksin" sözünü hatırlatarak o gün paneli terk etti. 

Ve Tarih 14 Ocak 2014. Yer Gaziantep. AkParti mitingi. Konuşan: Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı. 14 yaşındayken polislerin vurduğu, 15 yaşındayken hayatını kaybetmiş Berkin Elvan’ın cenazesinin ardından bağırarak, kürsüleri yumruklayarak, dişlerini sıkarak konuşuyor ve meydandakilere Berkin’in annesini ve Berkin’i yuhalatıyor. 

Berkin’in babası olarak ben sesleniyorum şimdi: 
Ey Tayyip Erdoğan yaşın benden büyük, sesin çok yüksek çıkıyor; suçluluk psikolojisinden, biliyoruz. Ey Antep’te ve başka meydanlarda toplanıp Tayyip Erdoğan’ın suçluluk psikolojisiyle, yükse sesle bağıra çağıra 15 yaşındaki bir çocuğun ölüsünün arkasından yaptığı konuşmayı alkışlayanlar. İnsanlık suçu işlediniz. Başbakan 2009’da İsrail Cumhurbaşkanına dediklerinin aynısını 2014 yılında kendisi yaptı. Çünkü Tayyip Erdoğan çocukları öldürmeyi iyi bilir. Roboski’de, Gezi Parkı’nda, Diyarbakır’da, Tunceli’de, İstanbul’da, İzmir’de, Ankara’da, Hatay’da, Eskişehir’de çocuklarımızı Tayyip Erdoğan’ın emriyle öldürdüler. Öldürmeyeceksin sözü sadece Tevrat’ta yazmıyor. İnsanlığın kitabında yazıyor: Öldürmeyeceksin, çocukları öldürmeyeceksin Tayyip Erdoğan. Meydanlarda konuşulanı dinlemeden, öldürülmüş çocuklara uygulanan zulmü ve o çocukların öldürülme emrini veren başbakanı alkışlamayacaksın. Alkışlıyorsanız o suça ortaksınız ve insanlık suçu işliyorsunuz. Bunları size biz değil Tayyip Erdoğan söylüyor. Berkin Vurulalı 365 gün oldu. Biz Berkin Elvan’ın ailesi olarak Berkin’in katillerinin derhal yargı önüne çıkarılmalarını ve yargılanmalarını talep ediyoruz. Bir daha hiçbir çocuk öldürülmesin. Hiçbir anne baba bu acıyı yaşamasın. 
16.06.2014

Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan 
Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan 
Berkin Elvan’ın dayısı Kenan Düzen

13 Haziran 2014 Cuma

Berkin'in karnesini Milli Eğitim'e bıraktık

Berkin Elvan devletin kolluk kuvvetlerince vurulalı tam bir yıl oldu. Berkin bu bir yıl boyunca okula gidemedi. Okulların kapandığı bugün ailesi olarak bizler Berkin'in karnesini Şişli Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bıraktık. Bina önünde yaptığımız basın açıklaması ve fotoğraflar:




14 Mart 2014 Cuma

Bildiğin çocuktu işte...

Berkin 14 yaşında vurulmuş bir çocuktu. Bildiğin bir çocuktu işte.

Onlarca taziye ve başsağlığı mesajından bazılarını paylaşıyoruz...

Yayınlamak için özellikle bunları seçtik...







Not: Onlarca sanatçı, gazeteci ve politikacının yanı sıra Egemen Bağış'ın eşi de başsağlığı telgrafı yollamıştır.

17 Şubat 2014 Pazartesi

Zafere inanın çocuklar

Çok, çok sevdik anlıyor musun?
Uyan Berkin Elvan
Hep, hep birlikte yürüyelim
Zafere İnanın çocuklar...






Yoğurtçu parkında Fenerbahçe Vamos Bien Grubu tarafından biz oradayken yapılıp söylendi.



31 Ocak 2014 Cuma

Uyan çocuk daha yapacak çok işimiz var

Daha on yedi yaşında İstanbul Mis Sokakta polisin yakın mesafeden attığı gaz kapsülü ile hayatı bir anda alt üst oldu. Okuluna ara vermek zorunda kalan, epilepsi hastalığı başlayan, konuşmakta zorlanan ve her an beyin kanaması tehlikesi ile yaşayan Mustafa Ali Tombul, kendisine bunları yaşatanlar henüz bulunmamışken, İzmir’de katıldığı eylemden dolayı hakkında açılan davanın şaşkınlığını yaşıyor. İzmir’in Bayraklı ilçesi Doğançay’daki evinde ziyaret ettiğimiz Mustafa Ali Tombul konuşma yetisini kaybettiği için artık konuşamıyor. Altı aydır eski sağlıklı günlerine kavuşmak için mücadele eden Mustafa Ali Tombul, iyileşir iyileşmez yine eylemlere katılacağını söyledi. Son beyin ameliyatından önce İstanbul’da yaşam savaşı veren Berkin Elvan’ı görmeye yattığı hastaneye giden Mustafa Ali Tombul, ‘O yaşayacak ve aramıza dönecek’ diyor gülümseyen yüzü ile. Yaşadıklarını anlatan baba Mehmet Tombul, çocuğuna bunları yaşatanların cezalandırılmasını istiyor.

5 AY İÇİNDE 3 AMELİYAT OLDU

Mustafa Ali Tombul, Haziran direnişi başladıktan birkaç hafta sonra Grup Yorum konseri için mahalleden arkadaşları ve yakınları ile İstanbul’a gitti. Konserden sonra hemen İzmir’e dönmeyen bir süre akrabalarının yanında kalan Tombul, eylemlerin sürdüğü Gezi Parkını görmek için 8 Temmuz’da Mis Sokak’ta bulunduğu sırada, polisin yakın mesafeden attığı gaz kapsülü ile başından ağır yaralandı. 18 yaşına giren lise öğrencisi Mustafa Ali Tombul aldığı darbe nedeni ile beş ay içerisinde iki defa beyin ameliyatı bir kez de mide ameliyatı oldu.



BU ZULMÜ YAPANLAR CEZA ÇEKMELİ

Beynine aldığı darbe nedeni ile konuşma yetisini neredeyse kaybeden Mustafa Ali Tombul’un babası Mehmet Tombul, aylardır yaşadıkları sıkıntıları anlattı, çocuğunun en demokratik hakkını kullanarak İstanbul’u gezmeye gittiğini ancak devletin polisinin oğluna bu hakkı bile çok gördüğünü söyledi.

Mustafa’nın sağlık durumu hakkında bilgi veren baba Tombul, doktorların söylediğine göre bir aksilik olmaz ise bir daha ameliyat olmasına gerek kalmadığını ancak çok dikkatli olmaları gerektiğini söyledi. Tombul, “Gaz kapsülü beynine çok yakın yerden isabet ettiği için oğlum epilepsi hastası oldu, nöbet geçirmesi halinde beyin kanaması geçirme ihtimali var, o nedenle oğluma çok dikkat ediyoruz, neredeyse gözümüzün önünden ayırmıyoruz. Uyurken ameliyatlı tarafına başını koysa uyandırıp diğer tarafa yatırıyoruz. Onun bir an önce iyileşmesi ve okul hayatına dönmesi için elimizden geleni yapıyoruz” dedi. Mustafa Ali’nin bir an önce eski görüntüsüne kavuşmak için sabırsızlandığını söyleyen baba Tombul, oğluna en güzel yaşlarında bu zulmü yapanların cezasını çekmesini beklediğini ifade etti.

NE KAMERA KAYDI VAR NE TANIK

Yaşanan olay nedeni ile şikayetçi olduklarını ancak ortada ne bir kamera kaydı ne de tanık olduğunu, hangi polisin de gaz kapsülünü ateşlediğini bilmediklerini söyleyen baba Tombul,

adaletin geldiği noktaya bakınca davadan pek de umutlu olmadıklarını söyledi. Oğluna işkence yapanlar bulunmazken, eyleme gittiği için açılan davaya da tepki gösteren Mehmet Tombul, haklarını aramayı asla bırakmayacaklarını ifade etti.

‘AİLECE EYLEMLERE KATILDIK’

Baba Mehmet Tombul “Gezi eylemleri insanların sürüp giden vahşi düzene karşı ‘Artık yeter!’ dediği noktadır. Eylemlere ben, babam annem hep beraber katıldık. Artan vergilerden, buna karşın geride kalan maaşlarımızdan, sürekli hayatımıza müdahale eden yasalardan bıktık. Adaletli ve insanca yaşanacak bir ülke istiyorduk. Bunu için tüm ülkede insanlar sokağa çıktı. Hükümet ise, en demokratik eylemlere bile tahammül edemedi. Çocuklarımız sokak ortasında öldürüldü, polis kiminin gözünü çıkardı, kimi hala yaşam savaşı veriyor. Bizlere bunları yapanlar ‘destan!’ yazdıkları için hala adaletin karşısına çıkarılmazken, yüzlerce masum insan aylardır cezaevlerine tutuluyor. Benim oğlumun hayatını mahfedenler ortada yokken, oğluma eyleme gitti diye dava açılıyor. Oğlumun elinde ne silah vardı ne de başka bir şey. Şaşırmıyoruz ama, bizler her zaman iktidarlara muhalefet ettiğimiz için doğduğumuz günden beri bu tür uygulamalara maruz kalıyoruz” diyerek tepki gösterdi.

HÜKÜMETE CEZAYI SANDIKTA VERECEĞİZ

Sokaklarda gençleri öldürenlere cezayı adaletin vereceğine inanmadığını söyleyen baba Tombul; “Cezayı yine gençler sokaklarda meşru mücadele ile verecektir. Eylemlere katılanların çoğunluğu hiç oy kullanmadıklarını söylemişlerdi, onlara bu seçimlerde sandığa gitmelerini ve bu düzeni değiştirecek oyları atmalarını tavsiye ediyorum. Gençler iktidarı yok etmek için yumruğu tek tarafa vursunlar. Demokrasiyi sadece sandıktan ibaret görenlere cevabımızı sandıktan verelim.” Dedi. Gezi direnişine katılanların çoğunun sosyalist olmadığını ancak sosyalist bir yönetim anlayışını özlediğini düşündüğünü ifade eden Mehmet Tombul, sosyalizmi getirmek için mücadeleyi bırakmayacaklarını söyledi.

İLK DURUŞMA 3 NİSAN’DA

Yine Doğançay’da İzmir’deki Geziye destek eylemlerine katıldığı için aylardır cezaevinde tutuklu bulunan Ulaş Arslan’ın da arkadaşı olan Mustafa Ali Tombul, Ulaş’ın Şubat ayındaki duruşmasına katılacağını söyledi. Tombul’un yargılanmaya başlandığı davada ise ilk duruşma 3 Nisan’da görülecek, davada beş kişi yargılanıyor ve tutuklu kimse bulunmuyor. Mustafa Ali Tombul, ilk sorgulamada henüz 17 yaşında olduğu için ifadesi alınmamıştı.

BABAANNE ÇOK ÖFKELİ

Mustafa Ali’nin babaannesi Ülfet Tombul ise çok öfkeli. “Çocuklarımızı harcadılar, kimisi öldü, kiminin gözünü çıkardılar, kimi hastanede yatıyor. Benim torunumun da hayatını mahvettiler. Bu ülkede adalet yok, adalet zenginlere. Bizlere bunları reva görenlerin yaptıkları yanlarına kar kalıyor” diyerek duygularını paylaşan babaanne, torununa gözü gibi baktığını artık kötü günleri geride bırakmak istediklerini söylüyor.

***

Çocuklarımızı harcadılar

Mustafa Ali’nin babaannesi Ülfet Tombul ise çok öfkeli. “Çocuklarımızı harcadılar, kimisi öldü, kiminin gözünü çıkardılar, kimi hastanede yatıyor. Benim torunumun da hayatını mahvettiler. Bu ülkede adalet yok, adalet zenginlere. Bizlere bunları reva görenlerin yaptıkları yanlarına kar kalıyor” diyerek duygularını paylaşan babaanne, torununa gözü gibi baktığını artık kötü günleri geride bırakmak istediklerini söylüyor.


***

Kalbimiz Berkin'de

Hastanede yaşam savaşı veren Berkin Elvan'ın ailesi ile sürekli görüştüklerini, en son Mustafa Ali’nin yılbaşından birkaç gün önce İstanbul’da olduğu beyin ameliyatında görüştüklerini söyleyen baba Tombul, eylemlerde hayatını kaybeden gençlerin aileleri ile de telefon ile sık sık görüştüğünü söyledi. Aileler ile dayanışma içinde olduklarını birbirlerine moral verdiklerini söyleyen baba Mehmet Tombul görüşmeyi her zaman sürdüreceklerini belirtti.

Röportaj: 
GÜLSEN CANDEMİR-İZMİR ( Birgün Gazetesi )

24 Ocak 2014 Cuma

Berkin'in son durumu

223. Gün
Berkin'in başucunda asılı karnesinde Ateş Normal / Nabız normal / Solunum normal / Enfeksiyon yok yazıyor.

Berkin'in yaşama hakkını gasp eden devlet ona bugün ders notlarının yazılı olduğu karne yerine Epikriz raporu verdi.

Berkin 223 gündür direniyor ve direniş notu Pekiyi.

Berkin'i vuran polisleri saklayanlara, vurulması emrini verenlere karşı hayatın her alanında bizimle beraber direnen tüm insanlarımıza teşekkür ediyoruz.

Berkin yoğun bakım ünitesinde direnişiyle hepinizi selamlıyor.

5 Ocak 2014 Pazar

Berkin 15 Yaşında

Bugün 5 Ocak 2014 yani Berkin'in doğum günü. 16 Haziran 2013 sabahı Okmeydanı'nda polislerce başından vurulmasının üstünden geçen 204. gün bugün. Vurulduğu sabahtan bu yana yoğun bakımda Berkin. O günden bu yana Berkin'i vuran polisler hakkında hiç bir adli işlem yapılmadı. İsimleri belli değil. O günlerde canlı yayınlarda ve gazetelere verdiği beyanatlarda başbakan "Talimatı ben verdim" demişti. Yani, Berkin'i vurma talimatını veren belli ancak vuranlar, tetiği çekenler belirsiz. 
Berkin geride kalan 204 gün boyunca 3 büyük ameliyat ve bir ufak operasyon geçirdi. Çoğunlukla makinaya bağlı olarak nefes alıyor. Yoğun bakımda ve tedavisi büyük bir özveriyle devam ediyor. Beyin Cerrahisi ve Yoğun Bakım doktorlarına, hemşirelerine, hasta bakıcılarına ve hastanede Berkin ile ilgilenen tüm hastane personeline teşekkür ediyoruz. Berkin uyanacak biliyoruz. 

Beyninde biber gazı kapsülü yaralanmasına bağlı hasar çok fazla. Ciğerlerinde yoğun biber gazına maruz kalmasından dolayı halen tedavisi tamamlanmamış hasar var. 16 Haziran 2013 gününden bu yana iki kez kalbi durdu. Direndi Berkin. Teslim olmadı direniyor. 15 yaşına bastı bugün. İlk kez kendi doğum gününde uyuyor canımız. Binlerce insanımız onun için isyan ederken o yoğun bakım ünitesinde yaşam mücadelesi veriyor. 204 gün geçti ve adli soruşturma göstermelik olarak bir dosya numarasıyla mevcut. Avukatımız Evrim Deniz Karatana geride kalan 7 ay boyunca etkin bir soruşturma sürdürülmediği için dosyayı AİHM ne taşıyacak bu ay içinde. 

Bugün hastanede sembolik bir doğum günü organize etmek istedi dostlarımız. Hayır diyemedik. Tek ricamız pankart getirilmemesi, slogan atılmaması oldu. Berkin'le beraber 1000 in üstünde yatan hasta var Okmeydanı Hastanesi'nde ve biz onlara saygı duyulması gerektiği için bu ricada bulunduk. 

Berkin'i vuran polisler tespit edilmeyip devlet korumasında saklanırken, adli bir yaptırım uygulanmazken Berkin'i haber yapan gazetelere ceza yağıyor. İsmini açık yazdıkları, fotosunu mozaiklemeden koydukları için veriliyor cezalar. Berkin Elvan'ın polislerce vurulduğu nokta dışında mozaiklenecek bir gizlisi yok. Resmini kullanabilirsiniz biz aile olarak izin veriyoruz. Berkin Elvan'ı dünyanın tüm ezilen ve direnen halkları açıkca ismi ve resmiyle biliyor. İsmini açıkca yazabilirsiniz. Katillerimizi, tetikçileri saklayan devlet evlatlarımızın yaşam hakkına saygı göstermeyen devlet isimlerinin kısaltılmasını, fotoğraflarının mozaiklenmesini isteyemez. Bize tetiği çekenlerin isimlerini versinler. O isimleri kısaltmayla yazar fotolarını mozaikleriz merak etmesinler.

Berkin yaşıyor, direniyor. Abdullah, Mehmet, Ethem, Ali İsmail, Medeni, Ahmet ve Hasan Ferit için yaşıyor, direniyor.Donarak ölen bebek için, buz saçağı başına düştüğü için ölen çocuk için, Van'da ölen kardeşleri için, Roboski'de katledilen çocuklarımız için, sokakta bulup oyuncak sandığı el bombasının patlamasıyla hayatını kaybeden çocuklar için BERKİN YAŞIYOR ve DİRENİYOR.

14 yaşında vurdular Berkin'i ve 15 yaşında direnmeye devam ediyor Berkin.

204 gün boyunca yanımızdaydınız ve yanımızda olmaya devam ediyorsunuz. Berkin büyük bir ailenin evladıdır. Bu büyük aile onu bırakmadığı müddetçe Berkin yaşama tutanacak.

Hepinize en içten selamlarımızı iletiyoruz.

1 Ocak 2014 Çarşamba

Her Yıl Taksim Her Yıl Direniş

Boyun eğme ey halkım!
Faşizm dalgalanıyorsa en tepede
Ansızın bir Gezi filizlenir
Bir ağaç ağlıyorsa, bir halk direnir
Bir ana evlatları için can verir
Ne devrimler bestelenir ülkemde
Ali İsmailler Korkmaz, direnişler yeşerir
Birden Ethem yangını alır mücadeleyi
Sol yumruklar havalanır
Ve Abdocan dikilir barikatta katilin karşısına
Mehmet başkaldırır bu sahtekar düzene
Ahmet meydan okur katillere en tepeden
Yüreği elvermez Ferit'imin halkın uyuşturulmasına
Medeni'm gelir diplomayla, kavgadan
mezun olmuştur
Adalet uyuyor olabilir ama Berkin elbet
Uyanır!
Sen yeter ki diren!

--------
Şiir için @ATvardediler  twitter hesabına teşekkürler

24 Aralık 2013 Salı

İnsan olan anlar!

Son kez yazıyoruz. İnsan olan anlar! Sabah birisi facebook üzerinden yalan bir haber paylaşıyor. Okuyan yayıyor. Telefon numaralarımıza sahip olanlar arıyor. "HAYIR! YALAN HABER!" diyoruz. Bu sırada telefon çalıyor. Berkin'in ablası dersten çıkmış "anne, baba, dayı Berkin uyanmış mı? Öyle yazmışlar, okuyanlar bana söyledi" diyor. Hayır kızım durumu aynı diyoruz. Ağlamaklı oluyor kapatıyor telefonu. Bu sefer diğer kardeşi arıyor okul yolunda ve sevinçle "Berkin uyanmış" diyor. Yok kızım doğru değil diyoruz içimiz yanıyor. Tamam diyor ve ekliyor "Ne zaman uyanacak?"... Bilmiyoruz kızım diyoruz. Kapatırken 'ben bugün okula gitmeyecem, hastaneye geleceğim" diyor. Gelme diyemiyoruz. Ve artık bu yalan haberlerin 'iyi niyet' taşıdığına inanmıyoruz. Çocuklarımızı ve bizi bu şekilde etkileyebileceğini defalarca yazmamıza ve uyarmamıza rağmen anlamayanların iyi niyetleri şüphelidir. Düşmanımızı biliyoruz da dost gözükenlerin içinde saklanmış kötüleri ayıramıyoruz. Bundan sonra böyle davrananların kim olduğu önemsizdir. Empati yapıp kendini bizim yerimize koymayan/koyamayanlar bizim dostumuz değildir. Sanal dünyada 3-5 takipçi kazanmak için bile bazen bizim acımızı alet eden karaktersizler çıkıyor ne yazık ki! Bizim bu dönemde kazandığımız gerçek dostlarımız var, aile gibiyiz ve onlar yeter artar bize... Siyasi ve şahsi çıkarları için yanımızda rolü yapanlarla tüm uyarılarımıza karşın yalan bilgi paylaşan ve soru soranlara son uyarımızdır: UZAK DURUN BİZDEN!

Berkin'in son durumu:
Berkin'in yanından 14.10 da çıktım. Yoğun bakımda. Durumu aynı. Ateş ve enfeksiyon yok. Nefesi makinaya bağlı. / Kenan Düzen (Dayısı) 23.12.2013

10 Aralık 2013 Salı

Berkin Elvan'ın sağlık durumu hakkında bilgilendirme

Doktorların tıbbi değerlendirmelerinin yanı sıra Berkin'in yanına giren aile fertlerimiz, zaman zaman umutlanmalarını sağlayan tepkiler aldılar, ancak hiç birisi süreklilik arz etmedi. Bazen iki gün üst üste tepki alınırken zaman zaman bir hafta tepkiler yok gibiydi. Bu sıralar tepkileri 2 ay öncesine göre çok az daha fazla. 

Aile duygusal olarak 14 yaşındaki çocuğun en ufak hareketini doktorlardan farklı yorumlayabilir. Yaşadığımız psikolojik süreç bizim zaman zaman ufacık bir tepkiyi bile ayağa kalkmış gibi değerlendirmemize yol açabilir. Özellikle tv kameraları karşısında ve telefon konuşmalarında heyecanla kurduğumuz cümleler fazlaca iyi veya fazlaca kötü anlaşılmalara sebebiyet verebilir. 

Ziyarete gelen insanlarımız zaman zaman bizlerin durumunu hiç dikkate almadan ısrarla ve tekrar tekrar  "nasıl? nasıl oldu? hala uyanmadı mı? hiç gelişme yok mu? keşke başka hastanede olsaydı, ya neden uyanmadı, çok uzun süre geçmedi mi ..." gibi sorular soruyorlar. Ailemizi ciddi şekilde psikolojik baskı altına alıyorlar ve sağlıksız bir durum oluşuyor. Zaten bizim ülkemizin insanlarının önemli bir kısmı tıp fakültesine gitmeden doktor, hatta profesör. Haliyle ziyaretçilerimizin az bir kısmının da konu hakkında görüşü, çözüm önerisi, tıbbi vaka benzetmesi mevcut. 

İyi niyetlisiniz, iyi olmasını istiyorsunuz, merak ediyor ve uyansın diye bekliyorsunuz ancak asla kendinizi bizlerin yerine koymuyorsunuz. Empati yapmıyorsunuz. Gelip makineli tüfek gibi soruları soruyor, biz ne dersek diyelim kendi teşhisinizi koyuyor ve gidiyorsunuz. Ziyaretçilerimizin %10 u bunu yapıyor ve %90 nın verdiği moral ve gücü yok eden üzüntüler bırakıyor... Özellikle Berkin'in annesi ve kız kardeşlerini istemeden fakat ısrarla üzüyorsunuz. Bugüne kadar "ziyaretimize geldiler, sağ olsunlar, kırmayalım kalplerini" dedik böyle davrananların. Ancak görüyoruz ki bitmiyor ve gittikçe aile bireylerimize zarar veriyor bu durum. Bundan sonra bu sorulara ve olumsuz durumlara asla müsade etmeyeceğiz. Ailemizi korumak zorundayız ve koruyacağız.

Çok açık olarak yazıyoruz:
Berkin kendisi uyuyor. Uyutulmuyor. Yoğun bakımda.  Zaman zaman gözleri açık, zaman zaman sesler çıkarıyor. Bazen acılarını bazen ismini koyamadığımız durumları ağlamayla paylaşıyor. Bazen vücudu çok kasılıyor. Elini tutan kişinin elini sıkıyor. Bu sıkma bile ailede "bilerek mi sıktı acaba?" diye yorumlanıp sevinç yaratıyor. Yani dostlar 178 gündür 14 yaşındaki oğlumuz, yeğenimiz, kardeşimiz bilinci kapalı yatıyor. Ne yaşadıysak olumlu olumsuz paylaştık, paylaşmaya çalışıyoruz. Konuşarak ifade ederken olandan fazla iyi bir tablo çizdiğimiz durumlar mutlaka oluyordur. Olmasını istediğimizi kelimelere döküyoruz belki. Ancak yazarsak daha net ifade ediyoruz, biliyoruz. Berkin yoğun bakımda ve bilinci kapalı. 

Sonuç olarak bugün doktorlarıyla yaptığımız son görüşmenin ardından durumu:

Sağlığı konusunda çok önemli bir değişiklik yok. Bilinci açılmadı, enfeksiyon – ödem yok, geçen hafta yüksek ateşi oldu şimdi normal. Kan değerleri ve kalp atışları normal. Mide beslenme sondası takılı ve bu yolla besleniyor. Çok fazla kilo kaybı yaşadı. Kaslarında ve eklemlerinde zayıflamalar var. Güçlendirmek için fizik tedavisi düzenli olarak yapılıyor. Beyin ödemi dolayısıyla şant operasyonu yapıldı. Çoğunlukla kendi başına nefes alamıyor ve bu sorunu aşabilmesi için yoğun tedavi uygulanıyor. Nefesini sürekli alabilmesi için makineye bağlı.

Yani arkadaşlar bu blogda ve twitter üzerinde ailemizin kullandığı @Berkin_Elvan hesabında ne yazıyorsak o! Berkin'in durumuna ilişkin yalan yanlış bilgi paylaşanlarla elimizden geldiğince mücadele edeceğiz. Berkin'i seven, Berkin'in uyanmasını bekleyen insanlarımızı boş yere umutlandırmayacak, gereksiz yere sevindirip üzmeyeceğiz. Berkin direniyor biz de direneceğiz. Bizimle beraber direnen ve bekleyen sizler için bunu yapacağız. Berkin uyanacak ve kalkacak. Abdullah, Ethem, Mehmet, Medeni, Ali İsmail, Ahmet, Hasan Ferit için kalkacak ve halaya duracak.

Sevgiyle ve dostça kalın.
Berkin Elvan'ın ailesi.


26 Kasım 2013 Salı

Devlet GASP etti

Bugün ın yaşam hakkının devlet tarafından gasp edilmesinin 164. Günü
Bugün #BerkinElvan ın Eğitim hakkının devlet tarafından gasp edilmesinin 70. Günü

24 Kasım 2013 Pazar

Geçmiş olsun Suna Yıldız

Suna Yıldız 16 Kasım'da #BerkinElvan için adalet isterken polis saldırısına uğradı. Taksim Dayanışması'nın çağrısıyla Çağlayan'a giden yüzlerce insandan birisiydi Suna abla. 14 Yaşında bir çocuk vurulmuştu, 150 günü aşkın süredir yoğun bakımdaydı ve o çocuğu ölümle pençeleşir hale getiren emniyet görevlisi tespit edilmemişti. Halk, Berkin Elvan için adalet talebiyle yapılacak suç duyurusu öncesi basın açıklamasına katılmaya geliyordu. Daha insanlar toplanmadan polisler müdahale etti. Tomadan sıkılan tazyikli su Suna Yıldız'ı hedef almıştı. Suna abla yere düştü.


Su sıkmaya devam etti Toma. Polisler, insanların yardıma koşmasına uzun süre müsaade etmediler Ambulans Adliye'nin önündeki alana 15 dakikayı aşan sürede geldi. Suna ablanın sağ kolu ve sol bacağı kırılmıştı. Ameliyat oldu. En az 6 hafta bacağı bu halde kalacak. Kolu ise alçıda.


Bugün Berkin'in annesi Gülsüm Elvan hastaneye giderek Suna Yıldız'ı ve eşini ziyaret etti. Birbirlerine cesaret verdiler. Suna ablamızın aklı Berkin'deydi. Onu sordu hep. Adliye önünde gözaltına alınan gençleri çok merak etmiş. Özellikle dün Ankara'da öğretmenlere yapılan saldırılar canını çok sıkmış. 
Öpüşerek ve yumrukları sıkarak ayrıldık odadan. Yılmayacağız, teslim olmayacağız. Faşizme boyun eğmeyeceğiz. #BerkinUyanacak ve Suna Yıldız ona yürüyerek gidecek. Bizlere bu acıları yaşatan zavallılar ise mutlaka bir gün hesap verecekler. 
Geçmiş olsun Suna Yıldız.