Analarımızın
gözyaşları katilleri boğacak diyoruz ancak analarımız on yıllardır aralıksız
göz yaşı akıtıyor. Yetti artık yetti. Mahkemelerde avukatlarımız, ailelerimiz alınmıyorken duruşma salonlarına silahlı sivil polisler girebiliyor.
Sorsan Adalet ve İçişleri Bakanlıklarına "o gün orada görevli polis yoktu" derler. Silahla salona giren polislere sorsan "hatırlamıyoruz" derler. Halkın adaleti gecikince halkın
evlatlarını katledenler, gözyaşlarıyla yıkanmış yüzlerimize bakarak ve gülerek "hatırlamıyoruz, yoktuk, küfür etti bize" derler.
Ali İsmail Korkmaz'ın
katledilmesi davasında yaşananlara rağmen evlerinizde huzurla oturuyorsanız
katillerin ve azmettirenlerin suç ortağısınız! Mehmet Ayvalıtaş davasında, sanığın
duruşmaya bile gelmediği ortamda, mahkeme heyetinin yaptıklarını
sindirebiliyorsanız katillerin ve emri verenlerin suç ortağısınız. Ethem Sarısülük'ün katili gün gibi ortadayken ve tutuksuz yargılanırken siz Ethem'in vurulduğu anların görüntülerini polisiye film heyecanıyla izlerken ve video bitince isyan etmek, sokağa çıkmak, hesap sormak yerinme başka sayfaya geçerken elbetteki katilin suç ortağısınız, emri verenin g...n kılısınız.
Korkuları kadar dev binalarda, adaletleri kadar küçük salonlarda, karakterleri kadar kötü şartlarda
yargılama yapmAK gerici, faşist AKiktidarın gerçek yüzüdür.
Halkı adliye binalarında,
çürümüş yozlaşmış düzenin, kokuşmuş sahnesindeki oyunun parçası yapmaksa Halkın
Adaletini uygulamayan devrimcilerin ayıbı!
İlk kez Gezi direnişinde hayatlarımızı kaybetmedik, ilk kez Gezi direnişinde yaralanmadık bizler. On yıllardır insanlarımız güzel bir gelecek, özgür bir dünya için hayatlarını ortaya koyuyorlar.
Şimdi ise en kolayını seçiyoruz. Sosyal medyadan iktidarları, sistemi eleştirmek için günün anlam önemine göre bulduğumuz bir tag i TT yapmak için belli saatlerde sözleşip mesaj atmak.
Katillerimiz, azmettiriciler ve ölümlerimizden keyif alanlar evlerinde rahat rahat uyuyor, sokaklarda ellerini kollarını sallayarak geziyorlarsa ve biz ölmeye, yaralanmaya devam ediyorsak suç yarı yarıya kendimizdedir. Aslında kendimiz dışında başka suçlu aramaya da pek gerek yok. Karşı taraf yani faşistler, faşizmin tüm kurallarına uygun oynuyor oyunlarını. Biz ise devrimciliği pembe diziye çevirmişiz.
Tek güvencemiz Halkın Adaletidir diyoruz. O adalet gecikiyor ve bazen hiç gelmiyorken faşizmin mahkemelerinden ne bekliyorsak artık!?
Hashtag bulup sözleştiğimiz saatte TT yapmak için saatlerce mesaj atmak en büyük aktivitemiz. Sanıyorum internet sansürüne de bu yüzden karşı çıkıyor çoğunluğumuz. Rahatımız kaçacak, evde yorgan altında mesaj atıp "devrim yapıyorduk biz yaaa" diyecek çoğunluğumuz. Belki bu sansür bize yarar. Gereken saatte gereken yerde olma alışkanlıklarımıza yani sokağa, eyleme geri döneriz.
Belki...
Belki...
canım kardeşim Berkin...
YanıtlaSil